PERVARİ’DEN PARİS’E - rahle.org

PERVARİ’DEN PARİS’E - rahle.org

PERVARİ’DEN PARİS’E


Facebookta Paylaş
Tweetle

Mustafa DOĞAN

(İhsan Süreyya Sırma, Beyan Yayınları-2018, 544 sayfa)

Kitabımız Beyan Yayınları’ndan. “Pervari’den Paris’e” isimli eserin üst başlığı; “İhsan Süreyya Sırma Kitabı”.

Hocanın talebelerinden Prof. Dr. Adnan Demircan’ın can alıcı sorularıyla meydana gelen eser, aslında Türkiye’nin yazılmayan yakın tarihi olmuş. Eser, sadece İhsan Süreyya Sırma’nın hayat hikâyesine ve düşüncelerine değil, aynı zamanda toplumsal problemlerimize ve Türkiye’nin yakın geçmişine de ışık tutmaktadır. Bu bakımdan mevzubahis kitabın tarihçilere, sosyologlara ve genel okuyucu kitlesine hitap ettiği; ancak bilhassa gençleri müstefit edeceği söylenebilir.

Özellikle 1940’lardan 2018’e kadar kayıtlara geçmemiş ve gizli kalmış ülkemiz tarihinden çeşitli hususlar, İhsan hocamızın hayatıyla belgelenmiş.

İhsan Süreyya Sırma kitabını okuyacak kimseler, kendi hayatından “mazeret” denilen tembellik ve nemelazımcılık kavramlarını tamamen çıkarabilir.

Azrail; “Haydi gidiyoruz” demedikten sonra çalışmamak ve başarmamak için gerekçe üretmenin, bahanelere sığınmanın, kendi başarısızlıklarını değişik sebeplere yüklemenin asla bir çıkar yol olmadığı görülebilir.

Hocamızın hayat hikâyesinden öğrenilecek ve kişinin kendisine pay çıkaracağı harikulade mücadele yöntemleri var ama en önemlilerinden birisi şu:

Külli irade ile Cüz’î irade arasındaki o hassas ve nazik bağı güçlü tutmak, iyi kurgulamak ve Külli iradeye müdahale etmeden, Cüz’î iradede sınırı aşmadan hayatına yön verebilen her insanın başaramayacağı bir husus yoktur.

Hani Batı’dan ayartma ve aşırma bir sürü başarı ve kişisel gelişim kitapları vardır ya, yine pek çoğu; uygulanmamış, yaşanmamış, hatta kitaplarda isimleri geçen kimselerin varlığı dahi söz konusu olmayan balon kitaplar var ya, işte İhsan hocanın hayatı, o tür uydurma eserlerin hepsini bertaraf etmiş.

İhsan hocanın hayatının en güzel çağı Fransa’da geçer. Malum Batı’yı bir de hocadan okumakta fayda vardır.

Batı kültürü ile Doğu kültürünü adam etmek isteyen güruhların bu memleketi ve milleti nasıl kıskaca alarak, dev bir milletin önüne ne büyük barajlar örüldüğü görülecektir.

Pervari’den Paris’e yolculuk ve tabii ki dönüş, döndükten sonra Türkiye’deki hayat hikâyesi, daha doğrusu inandığı değerler bütünü çerçevesinde verdiği mücadelesi ve bugünlere nasıl gelindiği, mütevazı bir anlatım gibi dursa da “gizlenen, baskılanan, görülmeyen, gösterilmeyen, yazılmayan, yazdırılmayan bir Türkiye gerçeği” olmuş.

 Kitaptan bazı alıntılar;

Babamın adı Gazali idi. Sanıyorum babam Türkiye'de bu ismi taşıyan tek insandır. Rahmetli dedem İmam Gazali 'yi çok sevdiği için babamın adını Gazali koymuş. Sf 20

Fransızların bir sözü var: "Enseigner, c'est apprendre deux fois", yani "Öğretmek ikinci defa öğrenmektir." Sf 101

"Söyle bakalım, ne içersin, çay, kahve? dedi." "Hocam, Ramazan dedim." "Ayol, sen bu kafayla mı gidiyorsun Avrupa'ya? dedi. "Oraya gidince dinsiz mi olacağız?" dedim. "Seni orada düzeltirler." dedi, ama Elhamdülillah orada daha iyi olup geldik. İşte böyle hocalardan yetiştik. O hoca Bahriye Üçok tu. Sf 111

Çocuklar ceviz kabuğu, ama torunla ceviz içidir. Kürt atasözü Sf 140

Bir ülkeyi tanımanın yolu müziktir. Siz bir ülkenin müziğini bilmiyorsanız, o ülkeyi tanıyamazsınız, mümkün değil. Romanını okumazsanız, anlamazsınız. Sf 184

Hiç unutmuyorum, Kabe’yi anlatıyor; Kâbe öyle muazzam bir şeydir ki insan, insanın kıblesi yapıyor. Dedi şaşırdım. Nerede namaz kılarsanız kılın Kâbe’ye dönüyorsunuz. Tam karşınızdaki adam da size dönüyor. Sf 191

Kudüs vilayetini İsrail devleti yaptılar ve büyük bir acıdır ki bunu ilk tanıyan da Türk devleti oldu, İsmet Paşa oldu, CHP oldu. Çünkü onları beraberdiler. Dini kaldırınca zaten aralarında fark kalmadı. Sf 238

Ücretini Rabbinden bekleyen güzel insan...Peki, Muhammed Hamidullah Hoca telif ücretini nasıl yapıyordu? Diyelim ki Beyan yayınları kitabını yayımlayacak, Hoca "Bana yüzde kaç vereceksiniz?" diye soruyordu. Farz edelim ki %5 gibi bir yanıt aldı. "O zaman bu kitabın fiyatını %5 indirin bana da para vermeyin." diyordu. Sf 253

Necip Fazıl Kısakürek'e de Yusuf Ziya Bey ile gitmiştik. Erzurum'a bir konferansa gelmişti. Herhalde üstada bir şey verdiler. "Erzurum'da bir baidullah var." diyerek geçiştirdi o kadar... Onun için kim bilir ne kadar para aldı? Sonra Yusuf Ziya Bey ile ikimiz yanına gittik. Yusuf ağabey konuştu. Kendisine, "Üstadım, akşam böyle dediniz. Siz Muhammed Hamidullah hocanın hiçbir kitabını okudunuz mu?" dedi. "Ben kitap okumam!" diye bir cevap alınca, Yusuf ağabey "İhsan, kalk gidelim. Okumayan bir adam! "dedi. Sf 261

Ömer b. Abdülaziz'in çok güzel bir sözü var: "Bu Müslümanlar hiçbir zaman Allah, peygamber, Kur'an konusunda ihtilafa düşmediler. Bunlar menfaat için ihtilafa düştüler" Sf 314

"Kur'an ve sünnet dışında bütün kitaplara taraflı bakmak lazım." Sf 316

Dünya hayatındaki yoldaşlarım; kitaplarım... Sf 351

Türkiye'de ben hem laikim hem Müslüman diyorlar. Öyle saçmalık olur mu, böyle cehalet olur mu? Sf 353

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ